KESİN HÜKÜM VE YARGILAMANIN İADESİ
KESİN HÜKÜM
Kesin hüküm kesin delildir. Kamu düzenine ilişkindir, hakim re’sen gözetir, yargılamanın her aşamasında dermiyan edilebilir. Ayrıca kesin hüküm olumsuz bir dava şartıdır. Olumsuz dava şartlarında eksiklik giderilip tekrar dava açılamaz. Diğer olumsuz dava şartı ise “derdestlik” dir.
1894 yılına kadar kesin hüküm dava şartı değil, maddi anlamda defi idi.
Taraflar bunu dermiyan edene kadar 2.dava görülmeye devam ederdi. Buna rağmen karar verilirse 1.davanın geçerli olması savunulurdu.
Kesim hüküm, yargılamanın meyvesidir. Hukuk güvenliği kesin hüküm ile sağlanır.
Kesin hüküm, mahkemenin karar verdikten sonra kararın bir kısmının kesinleşmesidir. Kesinleştikten sonra doğru kabul edilir, tarafları bağlar. Hatalı kararlar da kesinleşebilir. Hata çok büyükse yargılamanın iadesi yoluna başvurma imkanı vardır.
Kararlar, şekli anlamda ve maddi anlamda olmak üzere 2 şekilde kesinleşir.
Şekli anlamda kesinleşme ;
O karara karşı artık kanun yoluna başvurma imkanı kalmamıştır.
1.Derece mahkemesinin kesin olarak verdiği kararlar, B.A.M kararından sonra menfaat şartını gerçekleştiremediğiniz durumlar,Temyiz yargılaması sonucu verilen kararlar, kanun yolundan feragat etmeniz durumunda artık karar şekli anlamda kesinleşmiştir.
Maddi anlamda kesinleşme ;
Ne bis in idem kuralıdır. Görülmüş bir dava tekrar görülemez.
Maddi anlamda kesinleşme , şekli anlamda kesinleşmeden sonra ortaya çıkar.
Maddi anlamda kesin hükmün 2 işlevi vardır.
1-) Olumlu işlevi ; Birbiriyle çelişen kararlar verilmesini engellemek.
2-) Olumsuz İşlevi ; Aynı davanın tekrarlanmasının yasaklanması.
Kesin Hükmün Objektif Sınırları
Karar, hüküm fıkrası ve gerekçe olmak üzere 2 kısımdan oluşur.
Hüküm fıkrasının kesinleştiği aşikardır. HMK 303.Madde bunu açıkça belirtmiştir.
Gerekçenin kesinleşmesi bakımından tartışma vardır. Doktrin ve yargıtayın hakim görüşüne göre gerekçenin tümü kesinleşmemekle birlikte bazı bölümleri kesinleşir.
Gerekçenin tümü kesinleşmez fakat bu 3 durumdan biri varsa gerekçenin bazı bölümleri kesinleşir.(Doktrin ve Yargıtay Hakim Görüş)
1-) Hüküm fıkrası yeterince açık değilse sadece açıklayıcı bölümler kesinleşir.
Örneğin/ Davalının davacıya beyaz telefon vereceği hüküm fıkrasında yazılıyor.Fakat bu telefonun somutlaşması için gereken imei numarası vs.. bilgileri gerekçede yazıyor. Gerekçenin bu bölümleri kesinleşir.
Bizce hükmün tavzihi ve tashihi varken kesin hükmün kapsamının genişletilmesi doğru değildir.
2-) Hüküm fıkrasında davanın reddedildiği yazıyor fakat esastan mı usulden mi reddedildiği yazmıyorsa bununla ilgili gerekçenin ilgili kısımları kesinleşir.
Bu şekilde kesin hükmün genişletilmesini de doğru bulmuyoruz. Hakimler daha dikkatli olmalılar veya tavzih,tahsis müessesesi ile düzeltilmesini daha uygun buluyoruz.
3-)Hüküm fıkrası ile gerekçede bazı yerler birbiriyle sıkı sıkıya bağlıdır. Mantık bağı içindedir.Bu bölümler kesinleşir.
Karmaşık problemlerde nerelereni sıkı sıkı bağlı olduğu anlamak oldukça zor ve değişken olacaktır. Bu şekilde kesin hükmün kapsamının genişletilmesini uygun bulmuyoruz.
YARGILAMANIN İADESİ ;
Yargılamanın iadesi kesin hükmün istisnasıdır. Numerus Clausus olarak sayılmıştır. Ağır yargılama hatalarıdır.
Konu
MADDE 374- (1) Yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir.
Olağanüstü kanun yoludur. Erteleyici ve üst merciye aktarma etkisi yoktur.
Şartları ;
1-) Kesinleşmiş kararın bulunması.
2-) Başvurunun süresi içerisinde yapılmış olması.
377.Madde her bir yargılama iadesi sebebi için ayrı süre öngörmüştür.
3-) Dilekçe ile başvurunun yapılması.
Yargılama iadesi istenen hükmü veren mahkemeye başvuru yapılır.
4-) Teminat gösterilmesi.
5-) Menfaat söz konusu olmalıdır.
Menfaat parasal değil sebeplere yöneliktir.
MADDE 376- (1) Davanın taraflarından birisinin alacaklıları veya aleyhine hüküm verilen tarafın yerine geçenler, borçluları veya yerine geçmiş oldukları kimselerin aralarında anlaşarak, kendilerine karşı hile yapmaları nedeniyle hükmün iptalini isteyebilirler.
3.Kişiler yargılamanın iadesine başvurabilirler.
HMK 377 ve 375.Maddelerde yargılamanın iadesi sebepleri ve süreleri belirtilmiştir.
Bunlara uyularak yargılamanın iadesi istenen hükmü veren mahkemeye başvurulur. Mahkeme ön inceleme sonrasında asıl inceleme yapar. Ön inceleme sırasında 375.maddedeki sebepler sabitmidir ve süresinde başvurulmuşmu inceler. Sabitse asıl incelemeye geçer ve yeniden yargılama yaparak karar verir.
Kaynaklar ;
Dr. H. Özden Özkaya- Ferendeci - Kesin Hükmün Objektif Sınırları
Prof.Dr.Hakan Pekcanıtez - İcra ve İflas Hukuku
18 Eylül 2017
METİN AYTEMUR HUKUK VE DANIŞMANLIK BÜROSU